merhaba havale!!!

bu yaziya nerden baslasam acaba. Hayatimin en kötü, en feci en anlatilamaz saniyelerini yasadim --> HAVALE. Aslinda görünüste pek birsey yoktu. Bir kac gün önceden enes´de istahsizlik basladi. Sonrasinda enes halsizlesmeye baslayinca aile doktorumuza gittik. O bize bu sene "keci-gribi" salgini oldugunu söyledi ve tehlikeli bisey olmadigini söyledi, sadece tamiflu ve atesdüsürücü nureflex ilacini verdi. Bende o gün sadece bu ilaclari verdim. Ama gece boyunca enes sürekli ateslendi. Ertesi gün ates+istifar maceramiz devam etti. O gün aksam saat 8bucuk civari ne olduysa oldu. Yine ateslenmeye baslayinca ilacini verdim ama istifar etti bende üzerini cikardim elini yüzünü yikadim ve biraz sonra ilac vermek üzere calisma odasina (en serin odamiz) götürdüm. Orada o uzaniyordu bende basinda kitap okuyordum. Aniden nefes alamadigini fark ettim ve kasilmalar basladi. Nekadar seslensem hirpalasamda tepki vermedi. Gözleri bir noktaya kilitlenmisdi. Hemen üzerindeki atletini bezini vs. cikartip banyoya kostum direk suyun altina tuttum kollarina bacaklarina masaj yaptim ama bu sirada ben ciglik cigliga enes diye bagiriyordum. Kendimi hic okadar caresiz hissetmemistim. Tam o günde esimin isyerinde isi cikmisti ve eve gec gelecekti. Bir kac dakika sonra kendine geldi sanki hic bir sey olmamis gibi. Ama ben sakinlesemedim esimi aradim geldi ve direk hastaneye gittik. Orada kan testi yaptilar ve iltihap degerinin yüksek oldugunu ve idrarini beklemek zorunda oldugumuzu söylediler. Aslinda direk bize hastanede kalmamizi önerdiler ama en son hastane maceramiz cok feci gectiginden (asistan doktor kan alacagi damari bulmak icin 4 kez denemis basaramamisti ve ben cildirmistim) oglumun kobay olarak kullanilmasini istemedigimden kabul etmedim. Gecenin 3´üne kadar idrar bekledik ama enes birsey icmediginden idrari yoktu. Sonra ben gitmek istedigimi söyleyince bi kac kagit imzaladim sorumlulugu üzerime aldim ve eve gittik. Giderken bize ertesi gün getirmemiz icin bir idrar torbasi verdiler. O gece enesin atesi yine yükseldi ama ilacini verdikten sonra ögle saat 12 gibi anca uyandi. Hastaneye gittik ve mutlaka bashekimle görüsmek istedigimi söyledigimde oradaki doktor biraz bozuldu ama benim bilgiye ve sakinlestirilmeye ihtiyacim vardi. Bashekimi aradilar ve odasinda görüsmeye girdik. Herseyi en bastan anlattim, anlatirken yine aglamaya basladim. Doktor okadar nazik okadar sakindiki gercekten hayran kaldim. En az 45 dakika boyunca sadece ben ve enes ile ilgilendi bana havaleyi ve neler yapmam gerektigini vs. anlatti. Sonra makattan verilecek kas gevsetici bir ilac verdi ve böyle bir durumda bunu kullanmam gerektigini söyledi. Sonuc itibari ile enesde ortakulakiltihabi + su kecimidir domuzmudur ne illetse o grip varmis. Antibiotik augmentin yazdi.
Ve artik 6 yasina kadar enesin havale gecirme riskinin yüksek oldugunu söyledi. Cünkü bu illeti benden almis yavrucugum. Annem anlatirdi benim havale nöbetlerini ve bu seyde aileden gelen bir zikkimmis.
2 gündür antibiotik kullaniyoruz ve cok sükür iyilesmeye basladi.
Ama ben iyilesemiyorum bir türlü, gözümün önünden gitmiyor. Meger ben nekadar cahil, nekadar bilincsiz, nekadar gerizekaliymisim cünkü o an ne yapacagimi bilemedim. Aklima gelen herseyi uyguladim. Insallah tekrarlamaz. O an anneligin ne büyük fedakarlik oldugunu tekrar anladim cünkü o an bana enes icin git fizandaki dagdan kar getir deseler onu bile yapardim. (:

enes´in bir günü

merhaba ben enes,

annem dedaa babamda edda. Ben henüz 1,5 yasindayim sayilari bilmiyorum ama annem biliyor cünkü annem herseyi bilir (: Sabah gözlerimi actigim andan itibaren sanki uzaya firlatilan rocketler gibi yatagimdan firliyorum ve tazmanya canavari gibi mutfaga kosuyorum. Tabiki daha gözünü bile acamamis olan annemde arkamda biraktigim daginiklik sayesinde engelli maraton yaparcasina bana yetismeye calisiyor hergün. Sonra beraberce öpüsüyoruz koklasiyoruz annemle banyoya gidip eller+yüzler yikaniyor. Annecigim benim saclarimi tararken gözümü bile kirpmadan bekliyorum. Parfüme bayiliyorum mutlaka annemle sabahlari parfüm skiyoruz.  alt+üst degistirme faslinida atlattiktan sonra annem benim kahvaltimi hazirlarken bende mutfakta ne bulursam agzima tepistirmeye calisiyorum. Bir kac dakika sonra annecigim genelde bana muhtesem bir kahvalti hazirlar ve beraberce yemeye baslariz. Hosuma gitmeyen yiyecekleri oraya buraya firlattigim icin annem sabahlari sinir krizi gecirme sendromu yasar ama hemencecik sakinlesir cünkü ben gülücüklerimle onun hayatinin anlami oldugum icin bana hic kizmaz. bazen sesini yükseltir ama geri aglayarak sarilip barisiriz. Cünkü benim alt dudagimi bükmem bile yeterli onun aglamasi icin. Saatlerimiz 8 i gösterdiginde ceket giyme kovalamacasi baslar. Annem önce maymun gibi hareketler yapar karsimda sonra cok sacma oldugunu kendide fark eder ve ikaz etmeye baslar ben hala kosusturmaya devam ederken artik tak etmistir veee: iyi ozaman sen kal ben gidiyorum diye disari cikar amaa ben onun geri gelecegini herzaman bilirim. Annem bende hala hic bir tepki/degismeyi görmeyince beni yakaladigi gibi ceketin icine tepistirir ve diger yandanda enees gec kaliyoruzz diye bana cemkirir ama gec kalmakta ne demekki? annem bilmiyormuki benim hic bir stresim yok ben hic bir yere gec kalmam benim tek istedigim oyun oynamak. Sonraaa arabamiza biniip dogruu krese gideriz. Oradada annemle beraber tekrar soyun/giyin macerasi yasadiktan sonra artik ayrilma zamani gelmistir. Ben annemin geri gelecegini artik biliyorum buyüzden annemin arkasindan aglamayi biraktim cünkü biliyorumki ben agladigim zaman annemde agliyor. Anneme kocaaman bir öpücükten sonra arkadaslarimla oyun oynamaya basliyorum. Kresteki en sevdigim arkadasim chiara cok güzel bir kiz ben onu cok seviyorum. Kreste ögle yemegimi yedikten sonra hep beraber uyumaya gidiyoruz. Uyandigimda zaten annem gelmis oluyoorr hemen onun kollarina kosmaya bayiliyorum önce uzuuun uzuuun sarilip öpüsüyoruz, galiba annemde beni cok özlemis. Tekrar ceket+ayakkabi+sapka giyme oyunundan sonra yine arabamiza biniyoruz. Bazen annemle beraber oyun grubuna bazende anneannemlere gidiyoruz. Anneannem hergün ben geldigimde yaramaz kedii diye sariliyor bana ben anneannemide cok seviyorum aslinda. Aksam olmaya baslayinca evimize gidiyoruz. Evde annemle beraber aksam yemegini hazirlamaya basliyoruz. Ben hergün anneme yardim ediyorum mesela cekmeceden kasik veriyorum veya annem yemek yaparken bende yaninda kendi yogurdumu yemekle mesgul oluyorum. Yemegimizide hazirladiktan sonraa beraberce benim neredeyse savas alanina ceviridigim evimizi toparliyoruz. Ben artik büyüdügüm icin oyuncaklarimi kendim topluyorum. Zaten sonra kapi caliyor ve annemle beraberr kapiya kosup babamizi karsiliyoruz. Ben babamida cok özlüyorum herzaman günes batinca geliyor. Söyleyebildigim tek net kelime olan babayi babama söylemeye calisiyorum. Babamla beraber banyoda ellerimizi yikiyoruz. Annem aksam yemegini hazirlarken bizde babamla oyunlar oynuyoruz. En sevdigim oyun kovalamaca her nekadar annem bu oyunu sevmesede babam ve ben cok egleniyoruz. Sonra annemin yemeek haziir dedigi an ikimizde mutfaga kosuyoruz. Birde bakiyoruzki annem yine cok güzel yemekler hazirlamis. Önlügümü bagladiktan sonra hep beraber önce dua ediyoruz bende artik ellerimi aciyorum. Dua dan sonra yemek yemeye basliyoruz.Annem artik kasik kullanmama izin veriyor ve yemegimi kendim yiyebiliyorum. Yemekten sonra yine oyun zamaniii babamla biraz daha oyun oynuyoruz ve annemde geliyor. Sonra babam yorgun oldugu icin yine annemle oyunlar oynuyoruz resim yapiyoruz. Lego taslarimla oynamayi cok seviyorum. Annemin mimar edasi ile yaptigi kuleleri bi cirpida yikmaya bayiliyorum. Sonra annem uyku vaktiii dediginde mutfaktan biberonumu alip dogru yatagima giriyorum. Arkamdan annem elinde en sevdigim kitap arielle ile geliyor. Beraber resimlere bakiyoruz ben kedi, köpek, pinokyo, winnie puuh nerede hepsini biliyorum ve hepsini gösterince annem bana kocaaman bir iyi geceler öpücügü konduruyor dudaklarima. Sonra kitabimizi kapatip annem sarki söylemeye basliyor o sarki söylerken bende onun saclari ile oynamayi cok seviyorum. Sonra annem bana aksam oldu, günes gitti, ay dede geldi. simdi dünyadaki bütün cocuklar annesinin yanina gitmisler gözlerini kapatmislar diyor zaten herkes gözlerini kapattigi icin bende kapatiyorum. Benim uyudugumu sanan annem kücücük öpücük kondurduktan sonra gidiyor. Benim günüm cok hareketli geciyor oyun oynamayi cok seviyorum ama annem buna yaramazlik diyor. Anne sen bilmiyormusun ben henüz 1,5 yasindayim?

noel vs. yilbasi

hmm bu yaziya aslinda nasil baslasam diye düsündüm biraz ama bulamadim. Efendim ben biraz takintili oldugum icin söyle o blog senin bu blog benim dolasirkene fotograflarda noel agaci gördükce pek bi gülüyorum o sözde "modern" ailelere (: hatta beni birakin avusturyali arkadaslarim bile totolariyla gülüyor müslümanlarin agac süslemesine.

Öncelikle sirf bilinclendirme amacli yasadigim ortam geregi bu hiristiyanlarin neden agac süsledigine bir bakalim: her yil 24 ve 25 aralik tarihinde hiristiyanlar inanclarina göre Hz. Isa´nin dogum gününü kutlarlar. Güya mesih olan hz. Isa bu tarihte dogmustur ve muhtemelen bir agacin (ki cam agaci kutsallastirilmistir artik) altinda dogmustur. Bu sebepten ötürü 24 aralikta agaclar özenle süslenir ve aile fertleri icin aylar önce alinmis hediyeler altina yerlestirilir.  daha detayli bilgi icin tikla

25 aralikta o hediyeler dagitilir aileler ziyaret edilir ayni bizim bayramlarimdaki gibi muhtesem masalar+mezeler hazirlanir ve en gec 26 aralikta hepsi unutulur.

ama gel gelelim bizim su özenti modern türkler bu noel agacini sanki yeni yil agaciymis gibi ihtisamla süslüyorlar hediyelesmeyi bile yeni yilda noel babalarla yapiyorlar eglence mekanlarinda noel babalar cirit atiyor. Acaba bu özenti noel babanin sözde antalyali olmasindanmi kaynaklaniyorki?? hadi itiraf edeyim bu tonton herif benimde hosuma gitmiyor degil ama yinede bukadarda özentilik cok fazla özenecegiz diye kendinden geciyor insanlar.

daha fazla sinir olmadan su özenti noel babalara kocaman bir: HOOO HOOO HOOO

en sevdigim yemegin tarifi

Suan bu yaziyi yazarken saatler 2bucuk ögleden sonra civari. Ögle yemegi yenildi cocuk uyutuldu ev toplandi tam rahatladim derken yine o beynimde ugultulara sebep olan soru: aksama ne pisirsem????  Söyle bi dolap turu yaptiktan sonra evde patlican ve kiymanin mevcut olmasina cok sevindim ve yemesini en sevdigim yemegi yapmaya karar verdim. Hani birde blogum varya belki bugün ne yesek diye düsünenler vardir (benim gibi) onlarda bu yemegi yapsin bugün herkes patlican yesin diye tarifi yazmaya karar verdim.

önce neler lazim:
3-5 tane patlican (aile fertlerinin sayisina göre degisebilir)
250-300gram kiyma
biber, domates, sogan, sarimsak, maydonoz
mantar (olmasada olur)
zeytinyag veya tereyag
tuz, biber vs. (baharat ekipmani)
kasar peynir
aslinda cok basit:

Önce 4-5 tane ortaboy patlicani közlüyorum. Ben genellikle ocagin üzerinde közlüyorum ama kizartilmis halinide yapan var. Kalorileri en aza indirmek icin közlüyorum ben. Sonra onlari alip biraz sogduktan sonra soymaya basliyorum: bicak veya catal ile sadece kabuklarinden ve yanik parcalarindan arindiriyorum patlicanlari. ISIya dayanikli CAM firin tepsimin altina biraz margarin sürüyorum (ayni kek yaparken yapismasin diye yaptigim gibi) ve közleyip soydugum patlicanlari güzelce yerlestiriyorum. Yerlestirdikten sonra kücük kücük parcalara bölüyorum (yerken daha kolay oluyor).

Böylelikle ilk asamayi bitirmis oluyorum.

2. asama ise kiyma.: Önce tereyagda kiymayi güzelce bi kavuruyorum sonra üzerine: sogan, sarimsak, domates,biber,havuc,mantar, maydonoz, baharat yani icine atilabilecek herseyi atiyorum. Bir yemek kasigi kadar salcayi bir bardak sicak suda özedikten sonra suyu´da karisimin icine döküyorum. Kapagini kapatip kisik ateste bi 10-15 dakika güzelce bi kendine geliyorlar. Sonra bu karisimida Firin tepsimizin icine güzelce heryere esit olarak döküyorum.

simdi oldumu en altta patlican üzerinde´de kiymali sos. Cok az yarim cay bardagi kadar suyuda ekledikten sonraaaaaa.(ay biran kendimi oktay ustanin asistani hissettim)
Önceden isitilmis firinimizin icine atiyoruz. Bi 15 dakikada orada pisiriyorum. Cikarmaya 1-2 dakika kala rendelenmis kasar peyniri veya ben genellikle italyan mozarella kullaniyorum daha güzel eridigi icin üzerini komple kaplayacak sekilde sepeliyorum.

peynirlerde eridikten sonra yemek haziir.

eeeh simdi sadece afiyet olsun (:

sanal dünya´da beni sinir eden(ler)

gerek okulda gerek evde veya sagolasi iphone sayesinde aslinda ben günümün büyük bir bölümünü internet´de geciriyorum.
sadece icimden geldigi icin söyle bi gözüme takilanlari siralamak istiyorum:

1) türkcemizinin göz göre göre cinayete kurban gitmesi örnegin: coq güsel yaffss, seni coq sefiyom vs. vs. veya ingilizlestirilmesi: shey, bishey, bye, vs. böyle kelimeleri gördükce tüylerim diken diken oluyor.

2) kisaltmalar: tmm, scs, aeo, nslsn, vs. ya zaten konusmuyoruz hani degerli nefesimizi tüketmemis olsak ama yazarken en azindan biraz daha samimi olsakda iletisim kopuklugu yasadigimiz su devirde biraz daha sohbetlerimizi samimilestirsek
3) "özlü sözler" paylasimlari, bir yerlerde görüp hosuna giden her virti zirti otomatikmen paylasmak. ya hadi o söz paylasan kisiye uysa amenna ama agzindan küfür eksik olmayan birisi gün boyu face&co (sosyal paylasim sitelerinde) sürekli dogruluktan dürüstlükten bahseden sözler paylasiyorsa sinirim yine tavan yapiyor.

4) ibretli hikayeler: hey allahim bide bu furya basladi heryerde bangir bangir ibret almamiz gereken videolar. bunlari seyrettikce insanin psikolojisi bozuluyor biran kendimden nefret edesim geliyor. birde bunlari paylasanlar var tabiki onlarin hali aslinda daha bi komik daha dogrusu trajikomik cünkü kendilerinin yapmadiklari haraketleri baskalarina "teblig" etmeye calisiyorlar.

5) fotograflar: özellikle ayna karsinda kendinin fotografini cekenler veya dudagini orasini burasini göstererek sexy olmaya calisan zavallilar. aslinda bunlar icin cok sey yazmak isterdim ama neyse ya zaten aklima geldikce sinir oluyorum.

6) yine su sosyal paylasim sitelerinde her yedigi halti yazanlar örnek: cisim geldi, yemek yiyorum, uyumaya gidiyorum, tv seyrediyorum vs. vs. ya bu insanlar kendini cok önemsiyor yada bilemiyorum artik gerisini sen düsün (:

7) benim hayatim hakkinda yorum/tavsiye/öneride bulunanlar örnek: cocugumun fotografinin altinda aman cok güzel ama niye buralara fotograflarini koydun nazar degmesin basina bisey gelmesin vs. ya kardesim sanane?? zaten anca senin gibi artniyetliler nazar deger veya yine senin gibi cekemenyenler böyle sacma sapan yorum yapar.

8) ha bide su cok bilmisler yokmu allahim beni deli ediyorlar. o kadar cahillerki her konuda mutlaka söyleyecek birseyleri var bu insanlar genellikle "normal" hayatinda yüksek sesle konusan kendini cevresindekilere kanitlamaya calisan varliklardir.

ayy fenalik basti aslinda daha cok sinir bozucu seyler var ama yazdikca tekrar sinirlendigimi fark ediyorum (:

dipnot: türkce konusunda mutlaka birileri: sanki senin türkcen cokmu iyide baskalarini elestiriyorsun diyebilir ama hernekadar ilkokul egitiminden itibaren avusturyada yasadigim ve sirf almanca konstugum icin bazi hatalarim olabilir eh onlarida cahilligime verin(:

ben kimim?

ya benim kimklik sorunum var yada gercekten ben bir kac kisilige sahibim (:

bazen düsünmeden edemiyorum ben neyim yahu? veya bir form doldururken meslek yerine ne yazsam?

söyle bi siralayim bakalim:

herseyden önce ben anneyim: sabah 8 de prensi uyanmadan kahvaltisini hazirlayan, uyanmasini dört gözle bekleyen ama yinede aman uyanmasin diye öksürmekten bile sakinan bir anneyim.
enes ateslendigi zaman onun derecesi 38° gösteriyorsa o derece bende 50°´dir herhalde. gecelerce uyumayan uyuyamayan anneyim.
birde astim belasi vardi basimizda iste o geceleri hatirlamak bile istemiyorum. Doktorumuz bana geceleri cocugunuzun nefesini kontrol edin tikanabilir dedigi andan itibaren gözümü kirpmadim bile. sadece esim isten geldikten sonra bir kac saat uyuyabildim. neyse uzatmayalim annelik ilk kimlik.

belki dört dörtlük olmayabilirim ama iyi bir Hayat-arkadasi (e$) olduguma inaniyorum. henüz 3 senelik evliligimize ragmen daha ilk gün oldugu gibi esine A$ik bir kadinim ben. O´nun gelmesini bekliyorum her aksam. Sürekli sevdigi seylerle ona kücük süprizler yapmaya bayilan bir sevgiliyim. Onu kiskanmayi, sevmeyi, beklemeyi, simartmayi, sevmeyi, onunla yasamayi seven bir Hayat arkadasiyim ben.

Evliligi dogumu egitime engel görmedigim icin ücüncü kimlik olarak Üniverste ögrencisiyim ben. Her gece sabahlara kadar ders calisan, kitap okuyan. saat 8´de enesi krese birakip kostura kostura derse katilan, campüste bambaska bir dünya ait olan bir ögrenciyim ben. Hala kopya cekme planlari yapan ve uygulayan. Prof.larla kafa tutan, tartisan ve her konuda mutlaka söyleyecek birseyi olan bir ögrenciyim ben.

Dersten ciktiktan sonra enesi almadan önce eve ugrayan ve ev-hanimligi görevini yerine getiren bir ev hanimiyim ben. Ev hanimlarinin neler yaptigindan bahsetmeme gerek yok herhalde (: camasir-bulasik-ütü-temizlik-yemek vs. vs.

Enesi alip anneme birakip veee dogru Egitim merkezine gidip almancasi yetersiz olan cocuklara ek ders veren kütüphane kurabilmek icin kitap toplayan bir ögretmenim ben ayni zamanda (: 
iste bunu yapmayida cok seviyorum. Hic tanimadiklari, dilini dahi bilmedikleri bambaska bir kültürün icine öylesine atilan cocuklari bu ülkeye/diline/kültürüne adapte etmek icin ugrasiyorum. Örnegin Almanca egitimi, ev ödevlerinde yardim ve dersten bunalan ama anne-baba calistigi icin cocuguna zaman ayiramayan velilerin cocuklari ile de ilgileniyorum. oyunlar oynuyoruz, kitap okuyoruz, sohbet ediyoruz (:
Birde cocuklarin büfeden aldigi seyleri benimle paylasmak istemeleri yokmu beni bitiriyor. örnegin: aldigi bir cikolatayi bana dogru uzatip: "sizde isirmak istermisiniz henüz isirmadim bile" diyen o masum kalbin di$arda di$lanip horlanmasini istemedigim icin oradayim ben (:

Cok iyi olmasamda iyi bir evlat oldugumu düsünüyorum (: iyi bir abla ve iyi bir dost´um ben.

ben neymisim yahu (: 

aslinda ben kalbinde herseye/herkese yer olan bir INSANIM ve insan olmayi basardigima inaniyorum.

sadece tesekkürler

dogum sonrasi hormonlarin cildirmasi sayesinde artik yeni yeni arayislara baslamistim ama su bir kac aydir meger anne olmak benim sandigimdan daha da güzel birseymis. blog dünyasi ile tanistiktan sonra yeni yeni hikayeler/hayatlar/anilar okuduktan sonra anne olmanin hep gözden kacan eglenceli tarafinin altini kalin cizgilerle cizmeye basladim.

buaralar nurturia ve blogcu anne ´nin en SIKI takipcilerinden oldum. birde tabi babalarin dünyasinada bir adam bir bebek sayesinde yeni bir pencere acma imkanim oldu.

gercekten yazilari düsünceleri okudukca meger bu konuda yanliz degilmisim diyorum ve tesekkür ediyorum.

diger bloglarda okudugum gibi meger cocuk büyütmek icin bir köy´e gerek varmis. nekadar bazen düsünce catismalarimiz olsada annecigim olmasaydi ve yaz aylarinda babaannemiz olmasaydi halim daha vahim olabilirdi. bu konudada yanliz degilmisim. cocuk bakim konusunda aklima her takilan seyde saat kac olursa olsun annemi arayabilme lüksüne sahibim.
veya esimle cook bunaldigimizda veya sadece kendimize vakit ayimak istediigmizde hic düsünmeden annemi arayabiliyorum. hernekadar oglum bir bucuk yasina gelene kadar annemden biraz uzakta yasasamda suan annemgilin bir alt sokagina tasindigim icin cok mutluyum ve cok güzel bir karar oldugundan eminim. eeh konu tesekkür konusu oldugu icin anneme tesekkür etmeden olmaz gerci anneligin karsiliksiz bedava alisveris gibi bir ask oldugunu ögrenmek üzere oldugum su dönemde yinede tesekkür ederim.

eeeh kardesimi unutmamak gerek rabia´m kücük prensesim nezaman enesin bir arkadas´a ihtiyac duydugunda herzaman yanimizda oldugu icin onada tesekkür ediyorum.

eh last but not least babamiz, esime de sonsuz sabrindan ötürü tesekkür ediyorum & oglumun topladigi ciceklerden sunuyorum sizlere.

sadece tesekkürler (icimden geldigi icin)